Milli Mücadelenin Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının Milletimizle omuz omuza yürüttüğü mücadelenin sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti 100. Kuruluş Yıl Dönümünü kutluyor.

Bu kapsamda dün gerçekleşen çelenk sunma töreninin ardından bugün ise Valilik Makamında Valimiz Yılmaz Doruk, il protokolünün, Gazilerimizin, siyasi parti yöneticilerinin ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin tebriklerini Devletimiz adına kabul etti.

Program kapsamında daha sonra Yavuz Selim Meydanına geçilerek, bu anlamlı günün yıl dönümü olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resmi Kutlama Töreni gerçekleştirildi. Kutlamalara Valimiz Yılmaz Doruk, Amasya Milletvekilleri Haluk İpek ile Reşat Karagöz, Garnizon Komutanı Tuğg. Kemal Çakıroğlu, Amasya Belediye Başkanı Dr. Bayram Çelik, protokol üyeleri, Şehit Yakınları, Gazilerimiz, siyasi partilerin yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşımızlarımız katıldı.

Tören Valimiz Yılmaz Doruk, Garnizon Komutanı Tuğg. Kemal Çakıroğlu ve Amasya Belediye Başkanı Dr. Bayram Çelik’in törende yer alan askeri birliklerin, öğrencilerin ve vatandaşlarımızın bayramlarını kutlamasıyla başladı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendinin Cumhuriyetimizin 100. Yıl Dönümü münasebetiyle yayımlamış olduğu mesaj okundu. 

Sayın Cumhurbaşkanımız mesajında: “Sevgili Vatandaşlarım, Kıymetli Misafirlerimiz, Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum.

Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını can-ı gönülden tebrik ediyorum.

İştirakleriyle bayram sevincimizi bizlerle paylaşan tüm dostlarımıza, tüm misafirlerimize, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Bugün, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümüne ulaşmanın heyecanını ve gururunu yaşıyoruz.

Şanlı tarihimizin bu dönüm noktasında, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, yeni devletimizin kuruluşuna öncülük eden tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum.

Bin yıldır vatan topraklarını kanlarıyla sulayan aziz şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

“Devlet-i ebed müddet” inancıyla asırlardır vatanımıza, milletimize ve devletimize hizmet eden herkese şükranlarımı sunuyorum.

Bugün 100’üncü yaşını büyük bir coşkuyla kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti, bizim bu topraklarda kurduğumuz son devletimizdir.

Milletimizin maziden atiye uzanan yolculuğu Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan da Türkiye Cumhuriyeti’ne devrolarak bugünlere kadar gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı Forsundaki 16 yıldızda manasını bulan 2 bin 200 yıllık devlet geleneğimizin tüm birikimine sahiptir.

Köklü tarihimizden ve kadim değerlerimizden aldığımız ilhamla, Cumhuriyetimizi daha da güçlendirerek, yeni asrına hazırlamanın gayreti içindeyiz.

Bizzat Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle “kimsesizlerin kimsesi” olarak doğan Cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak, en önemli vazifemizdir.

Bu anlayışla son 22 yılda ülkemizi başarıdan başarıya, zaferden zafere koşturduk.

Asırlık ihmalleri ve eksikleri gidererek yatırımlarla, Cumhuriyetimizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak adımları attık.

Demokrasiden ekonomiye, güvenlikten adalete, eğitimden sağlığa, tarımdan dış politikaya varıncaya kadar her alanda tarihi reformları hayata geçirdik.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, Gazi Mustafa Kemal’in “MİLLÎ MÜCADELENİN MAKSAT VE GAYESİ, MİLLETİN TAM İSTİKLÂLİNİ VE KAYITSIZ-ŞARTSIZ EGEMENLİĞİNİ SAĞLAMAK VE SÜRDÜRMEKTİR” diyerek ortaya koyduğu idealini, yaklaşık bir asır sonra da olsa, gerçeğe dönüştürdük.

Devletle millet arasına örülen duvarları kaldırarak, Cumhurla Cumhuriyeti kucaklaştırdık.

Vesayet odaklarına karşı yürüttüğümüz ve zaferle sonuçlandırdığımız mücadeleyle Cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasını sağladık.

Şimdi de “Türkiye Yüzyılı” hedefiyle Cumhuriyetin ikinci asrını dünyada milletimizin asrı yapmak için canla-başla çalışıyoruz.

Büyüyen ekonomimiz, güçlenen demokrasimiz, artan itibarımız, genişleyen nüfuz alanımız, ilkeli ve vizyoner dış politikamızla ülkemizle birlikte tüm dünyada “kimsesizlerin kimsesi” olmayı sürdürüyoruz.

Türkiye’nin her başarısının bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumlar tarafından umutla takip edildiğini görmekten bahtiyarlık duyuyoruz.

Harici ve dâhili bedhahlara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye ülküsünü yüceltmekte kararlıyız.

Emperyalistlerin tetikçiliğini yapan terör örgütlerine…

Hala bir asır önceki hesapların peşinde koşan müstevlilere…

Ülkemizin başarılarından rahatsız olan kifayetsiz muhterislere…

Hâsılı, millet ve memleket düşmanlarına rağmen diğer hedeflerimiz gibi, inşallah Türkiye Yüzyılını da hayata geçireceğiz.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını gönülden tebrik ediyorum.

Şehitlerimizin ruhları şad olsun!

Cumhuriyetimizin 100’ncü yıldönümü kutlu olsun!

Kalın sağlıcakla.” ifadelerine yer verdi.

Daha sonra kürsüye gelen Valimiz Yılmaz Doruk günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşmasında şunları ifade etti: “Saygıdeğer Amasyalılar, kıymetli mesai arkadaşlarım, geleceğimizin teminatı sevgili gençler, basınımızın güzide mensupları, hanımefendiler, beyefendiler;

Bugün ecdadımızın büyük kahramanlıklar ve fedakârlıklarla kurduğu Cumhuriyetimizin 100. Yıl Dönümünü kutlayarak, Türkiye Yüzyılına ulaşmanın haklı gurur ve mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz.

Ben de asil milletimizin bir ferdi olarak, bu tarihi günde Cumhuriyetimizin ‘Doğum Belgesi’ olarak nitelenen Amasya Tamimi’nin imzalandığı, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Amasya’mızda sizlerle beraber olmaktan, onur duyduğumu ifade ederek,

Cumhuriyet Bayramı’mızı tebrik ediyorum.

Cumhuriyetimizin kurulduğu 29 Ekim 1923, şüphesiz binlerce yıllık şanlı tarihimizin en önemli günlerinden biridir.

Cumhuriyetimizin kuruluşuna gelmeden önce, tarihte yaşanan süreçleri bilmek ve bunlardan dersler çıkarmamız gerekmektedir.

Yaklaşık 6 asır boyunca ayakta duran ve tarihe yön veren Osmanlı İmparatorluğu, 22 milyon kilometreye kadar ulaşan bir coğrafyaya hâkim olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekilirken, milletimizin yükselişini hiçbir zaman hazmedemeyen emperyalist güçlerin zulmü karşısında millet olarak çok acılar çektik.

Bu dönemde ordularımız terhis edildi, silahlarına el konuldu. Vatanımızın dört bir tarafı işgal edilerek, tarih boyunca hür yaşamış bu millete prangalar vurulmak istendi.

Aziz milletimiz, yokluk ve imkânsızlıklar içinde bile umutsuzluğa kapılmadan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, inanç ve kararlılıkla sürdürdüğü destansı mücadele ile Kurtuluş Savaşını zaferle neticelendirmiştir. Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle de bu coğrafyadaki kadim varlığını ebedileştirmiştir.

Değerli Amasyalılar,

İnsanlık tarihi, bir milletin iradesiyle kendi kaderini yazdığına nâdiren şahit olmuştur. Bu anlamda Cumhuriyet, Milletimizin tarih sahnesinde yeniden dirilişinin adıdır.

Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl boyunca, dünyanın ve bölgesinin olumsuz şartlarına rağmen, yaşamayı ve güçlü olabilmeyi sürdürebilmiştir.

Aradan geçen 100 yılda, çağın gereklerine uygun bir anlayışla büyük bir eğitim seferberliği başlatılmış ve bunun sonucunda insanlığın gelişimine büyük katkılar sağlayan bilim insanları, mühendisler, alimler, edebiyatçılar, sanatçılar yetiştirilmiştir.

Yine yapılan çalışmalar sonucu, sağlıkta dönüşüm projesi ile yeni bir sağlık sistemi oluşturulmuştur.

Dev barajlar ve santraller inşa edilmiş, otoyollar, devasa köprü ve tüneller, hızlı tren hatları, havalimanları gibi mühendislik harikaları ile gayri safi milli hasılada önemli artışlar olmuştur.

Ayrıca tarımda modernizasyon tesis edilmiş, üniversitelerimiz Dünya çapında projeler üretebilecek seviyeye gelinmiş, ‘İnsanı Yaşat ki, Devlet Yaşasın’ anlayışıyla, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için sosyal hizmetler alanında pek çok önemli proje hayata geçirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti yaşanan bölgesel ve küresel ekonomik krizlere, savaşlara ve salgın hastalığa rağmen, bugün Dünyanın 20 büyük ekonomisinden biridir ve neredeyse her ay yenilediği ihracat rekorlarıyla Dünya ticaretinde adından söz ettirmektedir.

Bugün Ülkemiz, birçok alanda olduğu gibi savunma sanayiinde de dışa bağımlı olmaktan kurtularak, %80’leri aşan yerlilik oranlarına ulaşmıştır. 

Türkiye artık yerli ve milli İHA ve SİHA’larıyla, TCG Anadolu gibi savaş gemileriyle, Atak ve Gökbey helikopterleriyle, Göktürk ve diğer uydularıyla, Hürkuş, Hürjet ve Milli Muharip Uçağıyla, Altay tankıyla ve daha sayamadığım birçok teknolojik araç, yazılım ve ekipmanlarla, bu coğrafya üzerinde kurgulanan kirli oyunları boşa çıkartmaktadır.

Kıymetli Amasyalılar;

Ülkemizin gelişimini hazmedemeyerek,  içte ve dışta huzurumuzu bozmaya çalışan, güvenliğimizi tehdit eden, vatanımızı bölmeye amaçlayan, milli iradeyi akamete uğratmak isteyen şer odakları tarihimiz boyunca daima var olmuştur.

Ancak güçlü devletimiz ve asil milletimiz, üzerinde oynanmak istenen oyunlara hiçbir zaman müsaade etmemiştir.

Cumhuriyetine ve egemenliğine sahip çıktığını; Kıbrıs’da, Terörle Mücadelede, 15 Temmuz Gecesinde, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ile Bahar Kalkanı Harekâtlarında ve Doğu Akdeniz’de tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.

Dahası, büyük bir millet ve devlet olmanın gereği olarak Ülkemiz, dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlara sahip çıkarak zalimin karşısında olmuş, coğrafyası ve ötesine barış, adalet ve refahı yaymaya çalışmıştır.

Sevgili Gençler,

Atatürk; “Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak sizlersiniz.” diyerek, Ülkemizi yarınlara taşıma görevini gençliğe vermiştir.

Türkiye Yüzyılı’nda Ülkemize ve Milletimize karşı sorumluluklarını bilen, istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehlikeleri zamanında sezebilen ve bunu başarabilmek için kendisini sürekli geliştiren bir gençliğe ihtiyacımız vardır.

        Bu noktada sizlere güveniyor, inanıyor ve ümit ediyoruz ki, Türkiye’nin yeni yüzyılında Ülkemizi daha müreffeh yarınlara taşıyacak gençlik yetişmektedir.

Kıymetli Hemşerilerim,

Bugün hepimize düşen ortak görev; milli değerlerimiz ile bağımsızlığımızın simgesi olan Cumhuriyetimize sahip çıkarak, O’nu her alanda hayal ettiğimiz seviyeye ulaştırmak için durmadan çalışmak, Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır.

Bizler bir ve beraber olduğumuz sürece, hiçbir güç vatanımızı bölemeyecek, bayrağımızı indiremeyecek ve milletimizi ayrıştıramayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları olmak üzere, kanlarıyla bu toprakları bize vatan kılan Aziz Şehitlerimizi ve fedakâr Gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Sözlerime son verirken bir asırdır değişmeyen heyecan ve inancımızla; bir kez daha Cumhuriyet Bayramı’mızı kutluyor, sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”

Valimizin konuşmasının ardından törende öğrenciler tarafından şiirler okunarak folklor gösterileri sergilendi. Daha sonra Cumhuriyet Bayramı temalı çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere, Valimiz Yılmaz Doruk ve protokol üyeleri tarafından ödülleri verildi.

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları okulların, askeri birliklerin ve İlimizde faaliyet gösteren kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının resmigeçit töreni ve İlimizin her kesiminden katılan sivil araçların kortej geçişi ile sona erdi.