Valimiz Yılmaz Doruk ile Meral Doruk Hanımefendi, Milli Eğitim Bakan Yardımcımız Sayın Nazif Yılmaz’ın iştirakiyle, İlimizdeki eğitim-öğretim faaliyetlerini kapsamlı olarak değerlendirmek üzere gerçekleştirilen Amasya Eğitim Yöneticileri Buluşmasına katıldılar. Amasya Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşen toplantıya ayrıca Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Hakkı Turabi, milli eğitim müdürlüğü yöneticileri ile devlet okulları ve özel eğitim kurumlarının idarecileri katıldı.

Saygı Duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan toplantıda ilk olarak, İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, İlimizdeki eğitim-öğretim faaliyetleriyle ilgili genel bilgiler aktardı.

Ardından Valimiz Yılmaz Doruk bir konuşma yaparak şunları ifade etti: “Sayın Bakan Yardımcım, değerli çalışma arkadaşlarım, Amasya Eğitim Yöneticileri Buluşması vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten büyük memnuniyet duymaktayım.

Sözlerime başlarken hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyor, Ülkemizin aydınlık geleceği için fedakarca görev yapan, eğitim camiamızın tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum.

Millet olarak en büyük sermayemiz, beşeri gücümüzdür. Bugünün ve geleceğin dünyasında söz sahibi olmak istiyorsak, bu gücü en iyi şekilde eğitmek ve kullanmak zorundayız.

En kıymetli varlıklarımız olan evlatlarımızı, çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve teknolojiler ile buluştururken, onları milli ve manevi değerlerimizle de donatmalıyız.

Bu bağlamda Ülkemiz son 21 yılda eğitime erişimi arttırmak ve eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için eğitim-öğretim alanında devasa bir dönüşümü gerçekleştirmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eğitim-öğretime ayrılan büyük kaynağın yanı sıra, okullaşma oranı, eğitim-öğretimin niteliği, teknolojik imkanlara erişim, nitelikli eğitim kadrosu ve diğer yönlerden ciddi başarılara imza atılmıştır.

Tüm bu eğitim yatırımları ve imkanlarından Amasya'mızda üst düzeyde faydalanmış ve ilimizin eğitim kalitesi ve başarısı artmıştır.

Bugün de Sayın Bakan Yardımcımızın da iştiraki ile ilimiz genelindeki devlet okulları ile özel eğitim kurumlarının yöneticilerinin katılımıyla, hem önümüzdeki hafta sona erecek olan eğitim-öğretim yılını değerlendirecek, hem de geleceğe yönelik yapılması gerekenleri istişare edeceğiz.

Bu düşüncelerle Amasya'mız için verimli geçeceğini düşündüğüm toplantımızın hayırlı olmasını temenni ediyor, Sayın Bakan Yardımcımıza da katılımlarından ötürü teşekkürlerimi sunarak, hepinize saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.”

Valimizin konuşmasının ardından Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sayın Nazif Yılmaz ise şu ifadelere yer verdi: “Sayın Valim, değerli rektörüm, değerli yönetici arkadaşlarımız, tarih ve kültür şehrimiz Amasya’da bulunmaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Açıkçası bizim amacımız Sayın Valimizle birlikte sizi dinlemek. Burada hep birlikte, eğitimle ilgili fikirlerimizi, tavsiyelerimizi ve kanaatlerimizi paylaşmaktır.

Biz illerimizi ziyaretlerimizde, genellikle arkadaşlarımızla hasbihal tarzında konuşuyoruz. Sonra da soru cevap şeklinde devam ediyoruz. İl ve ilçelerle ilgili konular varsa dile getiriliyor ve çok da faydalarını görüyoruz. Malumunuz medyada da görüyorsunuzdur, Sayın Bakanımızın öğretmenler odası buluşmaları da oluyor. Birçok toplantılar aslında sizin görüşlerinizin yansıdığı bir mecra olarak öne çıkmaktadır.

Benim 19 yıl, öğretmenlikte meslek hayatım bulunmaktadır. Sahadan gelen bir insan olarak hep şunu gördüm. Bazen öğrencilerime de hep şunu söylerdim. Yani şimdi siz bir yemek pişirirsiniz, ama yemeği aşçıya değil, yemeği yiyene sormak lazım. Eğitim politikaları neticede planlanıyor ve tasarlanıyor. Fakat sahada bu eğitimi uygulayan sizlersiniz.

Hatta şöyle bir kanaatim de var. Şu anda eğitimin gerçek kahramanları sınıflardaki öğretmenlerimizdir. Yani benim her zaman kanaatim şudur, iş sınıfın kapısında başlar.

Merhum Nurettin Topçu'nun ifadesiyle, hiçbir kapı sınıf kapısı kadar kıymetli ve değerli değildir. Topçu, kendi hayatında doktorasını tamamlamış, büyük bir mütefekkirdir. İstanbul'un meşhur liselerinde, İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yaparak, mesleğini tamamlamış ve nice nesillere dokunmuş bir insandır.

Ve diyor ki; ben 40 yıllık veya şu kadar yıllık meslek hayatımda sınıfın kapısından, bir mabedin kapısından girer gibi girdim diyor. Bu çok yüce bir duygu. Hakikaten de öyle. Şimdi sınıfın kapısından içeriye giren bir öğretmenimizi düşünün. Kaç insana dokunuyor. Nesiller boyu devam ediyor. O sınıftaki bir çocuğa dokunmak aslında onun kıyamete kadar devam eden nesline dokunmak gibidir. Domino taşları etkisi yapıyor. Bir dokunuşunuz nesiller boyu devam edebiliyor.

Şimdi değerli arkadaşlar sizler yöneticisiniz. Siz de işte o nesillere dokunan yöneticilere dokunuyorsunuz. Bakanlığımızda 18 milyon öğrenci, 1 milyon 200 bin öğretmen var özel okullarla beraber. Dolayısıyla çok büyük bir kadroyuz ve bu kadroyla beraber bir eğitim faaliyeti gerçekleştiriyoruz.

Aslında öğretmenlerimizle birlikte gelecek nesilleri inşa ediyoruz. Ama öğretmenlerin takım kaptanı, açık söylemek gerekirse sizlersiniz arkadaşlar. Onun için sabahleyin güler yüzle karşıladığınız bir öğretmenin psikolojisinin sınıfa nasıl yansıyacağını düşünün. Ya da asık suratla karşıladığınız bir öğretmenin ifadesinin sınıfa nasıl yansıdığını düşünün.

Size gelip bir meseleyi anlattığında, olmaz hocam diyerek öğretmen arkadaşınızın projesini yarıda kestiğinizi, ümidini bitirdiğinizi düşünün. Tam tersi bu güzel olmuş, bunun tamamını yapamasak da, şunları yapabiliriz teşekkür ederim diyerek yardımcı olarak, ön açtığınız bir yöneticiyi düşünün.

Veyahut da şöyle düşünebilirsiniz. Öğretmen bir arkadaşımız, otuz yıllık öğretmenlik hayatından emekli olurken şu cümleyi kurdu: İyi ki öğretmenliğe ilk atandığımda benim yolum Amasya'daki, Suluova’daki, Taşova'daki filan okulun müdürüyle kesişti. Ben o müdürün yanında 3 yıl çok şey öğrendim ve öğretmenlik hayatımın geri kalan kısmında orada öğrendiklerimi harcadım. Dediğini düşünün. Bir de tersini düşünün. Benim öğretmenlik hayalimi, eğitimcilik hayalimi Amasya, Suluova’daki, Taşova'daki ya da Merzifon'daki filan okulun müdürü benim hayalimin önüne geçti. Eğitimle ilgili benim bütün ümitlerimi boşa çıkardı, umutlarımı boşa çıkardı dediğini düşünün.

Dolayısıyla sizler aslında yönetici olarak nasıl bir etki yaptığınızı düşünebilirsiniz. Yani bir şehrin bir dokusu ve kültürü vardır. Gerçekten o kültürü, o dokuyu ne kadar yaşatabiliriz. Tabi bu da sizin vazifeniz yönetici olarak.

Ama burada açık söylemek gerekirse çok sevindiğim bir şey oldu. Yetenek taraması yapılmış İlimizde. Bunun çok güzel bir adım olduğunu düşünüyorum. Eğitimcilik çocuğa bir şeyi vermek değil, öncelikle o çocuktaki kabiliyeti keşfetmek ve onu o kabiliyete göre yönlendirmektir. Bu noktada da siz yöneticilere çok iş düşüyor, eğitimci arkadaşları yönlendirme konusunda. Ben bu vesileyle, Şehzadeler Şehri Amasya’mızda bulunmaktan dolayı mutlu olduğumu bir kez daha ifade etmek istiyor, toplantının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

Toplantı görüş alışverişinde bulunulması ve yapılan değerlendirmelerle sona erdi. Toplantının ardından Türk Telekom Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından seslendirilen ilahiler beğeniyle dinlendi.